Saklıgöl, Karamandere, Şile

Leylekler havada göründü. Baharla birlikte geliyorlar. Aslında  sadece leylekler değil  o kadar çok kuş türü geçip gidiyor ki biz kafalarımızı bilgisayarımızdan kaldıramazken. En azından leylekleri bu sene de gördüm.  Iphone’la da olsa fotoğraflayabildim. Göçlerle ilgili detay bilgi isterseniz çok güzel bir göç günlüğü buldum. Detayları  burada.

IMG_9581 (1)

Leylekler geldiğine göre; o zaman bizim için de  yollara düşme zamanı da geliyor. Cumartesi ya da pazar bir yolunu bulup, yağmur da yağsa, bir yerlere gitmek,  temiz havanın, yeşilin bizi biraz da olsa bu şehrin stresinden uzaklaştırmasına izin vermek lazım. Tabi çok uzun kilometreler gidemeyince,  asla istediğiniz sakinliği yakalayamıyorsunuz. Ama neye nasıl baktığınıza da bağlı biraz. Konsantrasyonunuzu kalabalık, gürültülü ve çirkin olana değil, güzelliklere verirseniz, dinlenebiliyor, yine de kuş seslerini görebiliyorsunuz.

Bu haftasonu Şile’de Saklıgöl’e gittik. Internet ve akıllı telefondan bu 50 km lik yolun tüm detaylarını bulabileceğiniz için bir detay yazmıyorum  Sabahın 9:00’unda ne çok insan olduğuna inanmazsınız. Karamandere Baraj Gölü’ne, Şile girişinden sağa ayrılan yol ile ulaşabiliyorsunuz. Zaten yol kendiliğinden dev bir bende gidiyor. Bendin üzerinde bir tesis yapılmış. Hem kahvaltı hem de mangal hizmeti var. Eminim hafta içi bir cennet ama hafta sonu ayakta bekleyenleri görüp şaşa kalıyoruz.

Neyse geldik bir kere geldik deyip, oturuyoruz  dışarıda bir yere. Kahvaltı bu kalabalığa göre hayli hızlı, çeşitli ve güzel. Mıhlama da lezzetli. Personel bu zavallı İstanbul kaçkınlarını mutlu etmek için elinde geleni yapıyor. Manzarayı tamamlayan ördekler, kazlar kendi hallerinde.

 IMG_3788 IMG_3792 IMG_3793IMG_3783

Kahvaltımız sonrası bendi arkamıza alıp, yapılmış sevimli köprüden geçip gölü biraz yukarıdan seyreden araba yolundan yürüyoruz. Ağaçlar henüz uyanmamış, ama süpürge çalıları bembeyaz küçük çanlarla şenlenmiş, mor menekşeler, çuha çiçekleri, ballı babalar, hindibalar ormanın altından başlarını çıkarmış, çıplak dallarla tezat oluşturuyorlar. 

IMG_3808

yabani mor menekşe

IMG_3804

Adı bilmesem de sukulent diyebileceğim bir bitki

IMG_3797

Yosun dekorunda pembe çuha

IMG_3787

Süpürge çalısı ve minik çan çiçekleri

IMG_3802

Pembe çuha çiçeği

1 km lik yürüyüş sonrası ulaşılan Balıklı Göl, bir dere üç küçük gölcük, arazisindeki bu güzelliklere kayıtsız kalamayıp masalarla kırı bayırı şenlendiren, çay, gözleme, kahvaltı ve mangal ateşinde kahve sunan halanın yeri. Ben en çok bu bozulmamış şekli ile bu dere kıyısına bayıldım. Karamandere’ye çok daha doğal ve sakin. Yürüyüş yolu, bisiklet yolu olarak devam ediyor, ormanın içine doğru.

IMG_3862

Bu minik yabani çilekler Mayıs’ta olgunlaşır

IMG_3825

Bir karahindiba çiçeği ve ballıbabalar

IMG_3814 IMG_3820 IMG_3815

Ben de bu güzelliklerden biraz yosun, biraz menekşe, bir de sukulentlere çok benzettiğim bir bitkiyi doğadan ödünç aldım, terrariumlarım için.

IMG_3834 IMG_3905 IMG_3911 IMG_3901

Terrariumlar, minik bahçeler için detay bilgiye linkten ulaşabilirsiniz.

Nisan ayı doğaya ayırmanız gereken bir zaman. Haydi yeni yollara yeni keşiflere… Hiç olmadı parklara, bahçelere… Eğer yolunuz Şile’ye düşerse, Vira ‘ya uğrayıp,  ruhu dinlendiren müzikler eşliğinde  karides, kalamar ve balık yemeden gelmeyin.

IMG_3890

Vira Restoran – sakin ve huzur dolu

IMG_3888 IMG_3884

Join the conversation

*Your comment will not be published, all fields are required.*

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.