Cunda Pazarı’nda otlar ve Kanlıca Mantarı peşinde
Bu sonbahar sürekli aklımızda. Bitkilerin birbiriyle kurduğu ağın bir parçası, şamanlarla ilişkisi, kırmızı benekli mantarlar ve yılbaşı geleneği arasındaki bağlantılar falan derken, sonunda bu baharın yabani mantarlarını yine bize tüm güzelliklerini her gelişimizde sunan Ayvalık’ta yakaladık.
Dönüyorum dolaşıyorum yine kendimi Ayvalık’ta buluyorum. Her gittiğimde de yeni keşiflerle dönüyorum. Doğal gıda kaynakları ve Girit, Midilli, Balkan göçmenlerinin yarattığı karma kültürü ile gastromi turizminde yıldızı parlamaması için hiç bir neden yok. Sadece bu konu üzerine eğilinmesi, çalışılması, tanıtım ve altyapının kurulması gerekiyor.
Çam ağaçlarının altında büyüyen kanlıca mantarlarını duymuştum. Önce şansımızı Cunda’nın Cumartesi pazarında denedik. Öğleden sonraya kalmamıştı. Ama harika otlarla karşılaştık. Kocaman bir tezgah dolusu tazecik ısırganlar, ebegümeciler, şevketibostanlar, radikalar, çeşit çeşit zeytinler, kestaneler, balkabaklarının çılgın turuncusu, yeşiller, turplar. Size onları göstermek için sabırsızlanıyorum.
Ayvalık’ta otlar iki şekilde tüketiliyor, haşlanıp zeytinyağı ve limonla salata tipi ya da zeytinyağında kavurma yapılarak. Girit mutfağında etli ot yemekleri de önemli bir yer sahibi. Bu konuda bilgi sahibi olmak isteyenlerin başvuracağı iki kaynağı da hemen hatırlamaklazım. Tijen İnaltong’un Bir Ot Masalı (İletişim, 2003), Pınar Atay Başol’un Lezzet Sırlarıyla Ayvalık ve Midilli Mutfağı Ayvalık Mutfağı.
Bu sefer ısırgan otlu gozleme için şansımı denemeye karar verdim. Elbette salata da yapacağım
Gelelim mantarlara, bizim bulabildiklerimiz Armutçuk Pazarında, beyaz ve sarı mantarlardı. Her ikisinin de tadının farklı olduğunu söylemekte yarar var. Beyazlar biraz daha acımsı. Tazesi körpesi tabi ki küçük olanlar, ve bence sarı olanlar daha lezzetli. Tarifi hemen aşağıda.
Cunda Aralık ayında nasıl olur demeyin. Resimlere bakın. Alabildiğine sakin, ilham verici, mis gibi odun ve deniz kokulu. Mutfağı telaşsız, lezzetli ve balıklarla bereketli. Eşsiz bir doğa içerisinde yaşadığımızı hatırlamak için arada bir kaçmak gerek.
Kanlıca Mantarı Sote
Mantarları yıkamak oldukça zahmetli. Topraklarını atmak için kullanılmamış bulaşık süngeri ya da fırça kullanmak gerekli
Bir de diplerini keserek küçük delikler olup olmadığını kontrol lazım, çünkü mantara meraklı tek canlılar biz değiliz malum, sonrada daha önce paylaştığım tarife benzer bir şekilde yapıyorsunuz. Bu tarifte şaraba gerek yok. Sotenin en sade halini de aşağıda paylaştım.
MALZEMELER:
- Kuru soğan – 1 kuru soğan
- Sarmısak – 1 -2 diş
- Zeytinyağı – 2- 3 kaşık
- Tuz, karabiber –
- Kanlıca Mantarı – 1 kilo
YAPILIŞI:
- Yıkanmış mantarları irice doğrayın
- Soğan ve sarmısakları küp küp doğrayın, zeytinyağında hafifçe şeffaflaştırın
- Mantarları ekleyin
- Tavayı bu aşamada yüksek ısıda tutun ki,mantarlar fazla su salmasın
- Yüzeyleri kızardığında soteniz hazırdır
- Bu arada mantarlardan çıkan suyun kırmızı şarap rengi olmasına şaşmayın, zaten kanlıca adı da oradan geliyor.